Kocam İşteyken Öğrencim Sikti



Merhaba ben Sibel. 40 yaşında, 1.70 boyunda, 73 kilo ağırlığında, beyaz tenli, dolgun ve diri vücutlu bir bayanım. Evliyim. Ben de bir Lisede öğretmenlik yapıyorum (Kusura bakmayın hangi Lisede öğretmenlik yaptığımı yazmıyorum, ayrıca isimleri de değiştirdim!). Kocam ise uluslarası TIR şöförlüğü yapıyor. Kocamı çok seviyorum, ama cinsel hayatımız nasıl olur bu durumda, siz düşünün. Bu anlatacağım olayı yaşadığımda, kocam yurtdışına gideli 15 gün kadar olmuştu.
O gün okuldan çıktım, eve gidecektim. Otobüste bir yer buldum ve oturdum. Otobüste, bizim okuldan birçok öğrenci vardı. Yanımda ise Emre adındaki öğrencim dikiliyordu. Emre aynı zamanda karşı komşumun oğluydu. 16 yaşında, ama biraz utangaç birisiydi, yani pek arkadaşlarıyla takılmazdı, ama yakışıklı sayılırdı.

Neyse, otobüs duraklardan yolcu aldıkça kalabalıklaşmaya başladı.
Yanıma yaşlı bir teyze geldi, ben de kalkıp yerimi ona verdim. Ama arkamı Emreye dönüp tutununca, Emre de ister istemez arkama dayandı. Ben ne olduğunu anlamak için sağıma soluma bakarken hak verdim çocuğa, çünkü kimse kıpırdayamıyordu. Emreye,
“Oğlum geri gitsene biraz!” dedim. O da,
“Öğretmenim kıpırdayamıyorum!” dedi.
Biraz yan dönmeye çalıştım, ama nafile. Bir müddet sonra arkamda bir sertlik hissetmeye başladım, Emrenin yarrağı kalkmaya başlamıştı. Dönüp baktığımda Emrenin yüzü kıpkırmızı olmuştu. Resmen öğrencim tarafından otobüste taciz ediliyordum. İçim bir tuhaf olmuştu, 15 gündür de yarrak yüzü görmediğim için, amım sulanmaya başlamış, ne yapacağımı bilemez haldeydim. İşin ilginç yanı, giderek de zevk almaya başlamıştım ve arkamdaki sertlik te iyice büyümüştü.

Ben zevk aleminde gezerken, Emrenin,
“Öğretmenim siz inmiyor musunuz?” demesiyle irkildim. İneceğimiz durağa gelmiştik, ama ben halen orda öylece duruyordum. Hemen kalabalığın arasından sıyrılıp indik ve yürümeye başladık…


Emreye, “Otobüste ne yaptığının farkındamısın sen?” dedim. Emre de,
“Yemin ederim öğretmenim, istemeyerek oldu!” dedi.
“Tamam, ama bir daha böyle birşey istemiyorum!” dedim.
Aslında istiyordum da, ama öğrencim olduğu için böyle demek zorunda kaldım. Apartmana girdiğimizde Emrenin yüzü halen kıpkırmızıydı. Bir an (Şuna kendimi siktireyim!) diye düşündüm, ama hemen vazgeçtim. Eve girdiğimde amım cayır cayır yanıyordu, hemen odama gidip, kocam olmadığı zaman bana kocalık yapan Vibratörü aldım çekmeceden, pantolonumu ve külodumu çıkardım, yatağa yatıp bacaklarımı araladım, hiç ıslatmaya gerek duymadan Vibratörü amıma soktum, çünkü amım sırılsıklamdı.

Vibratörü amıma sokup çıkartırken Emreyi düşünmeye başladım, sanki Emre beni sikiyordu. Gitgide hızlandım, sonra öyle bir boşaldım ki, ben bile şaşırdım. O zevkle,amımda Vibratörle, iki yana elimi koydum ve uyuyup kalmışım…

Uyandığımda amımda Vibratör halen duruyordu, amımdan çıkarıp kalktım. Kendime inanamıyordum, öğrencimle sikiştiğimi düşünüp boşalmıştım. Banyoya girdim, duş alıp çıktım. Telefon çaldı. Kocam, “Yarın ordayım karıcığım!” dedi. Ben de onu çok özlediğimi söyledim.
Ertesi günü okula giderken yine Emreyle aynı otobüs durağında beklemeye başladık. Emreyi yanıma çağırıp ona gülümseyerek,
“Tamam, dün bilmeyerek birşeyler oldu, ama bugün otobüste arkama geçme!” dedim. O da,
“Tamam öğretmenim!” dedi, ama yine kızarmıştı. Neyse, akşam okuldan sonra eve geldiğimde kocam evdeydi. Hemen sarıldım kocama ve öpüşmeye başladık. Beni yatak odasına götürdü, hemen soyunduk ve ufak bir ön sevişmeden sonra beni sikmeye başladı. Bacaklarım omzundaydı, beni öyle bir sikiyordu ki, anlatamam. Kocamın yüzüne baktığımda Emreyi görüyordum, kendime inanamıyordum, kocamla sikişirken Emreyi düşünüyordum. Kocamla bir güzel sikişmiştik, ama beni kocam mı sikti, Emre mi sikti anlayamamıştım.

Sikiştikten sonra kocam yanıma yattı ve bana,
“Sen bir başkasın karıcığım!” dedi. Ne demek istemişti? Demek ki kocam dışarıda başkalarıyla da sikişiyordu. Bir an kızmıştım, ama daha sonra hak verdim, ben nasıl Vibratörle falan kendimi rahatlatıyorsam, kocamın da rahatlamaya ihtiyacı vardı. Kalkıp bir duş aldım. Daha sonra yiyecek birşeyler hazırladım. Yemeğimizi yedikten sonra, 3 sefer daha sikiştik. Ertesi günü Cumartesi olduğu için geç kalktık. Kahvaltıda kocam,
“Yarın yine gidiyorum!” dedi. Ben de,
“Daha yeni geldin?” dedim. Acele gitmesi gereken yük olduğunu falan anlattı.
“Tamam…” dedim. O da bana,
“Üzülme canım, napalım ekmek parası…” falan dedi. O gün kocam beni kaç kere sikti hatırlamıyorum, ama her sikişinde Emreyi düşündüm. Ertesi günü kocam gitmişti…

Aradan yarraksız 5 gün daha geçmişti. Günlerden Cuma akşamıydı, kapı çaldı, Emrenin annesiydi.
“Biz köye gidiyoruz, bizim oğlana bakar ol hoca hanım!” dedi. Ben de,
“Tabi, ben de yalnızım zaten, yemeğini falan veririm, merak etmeyin!” dedim. Teşekkür etti ve gitti. Ben kapıyı kapatır kapatmaz kendi kendime (Sibel aradığın fırsat bu, siktir şu çocuğa kendini!) dedim ve hemen bir plan yaptım. Ertesi günü öğleye doğru kapıyı çaldım, Emre açtı kapıyı. Benim üzerimde uzun bir tişört, altımda da bir şort vardı. İçimde sütyenim olmadığı için göğüslerimin uçları belli oluyordu. Emrenin de yataktan yeni kalktığı belli oluyordu, uykulu gözlerle bana bakıyordu.

“Hadi elini yüzünü yıka kahvaltıya gel!” dedim. Ama o beni süzmekten cevap verememişti. Ben de,
“Ne bakıp duruyorsun, hadi!” dedim. Toparlanıp,
“Tamam öğretmenim!” dedi.

Ben gittim kahvaltıyı hazırladım. 5-10 dakika sonra da Emre geldi. Ona gülerek,
“Gel bakalım Emre, öğretmenliğini yapıyoruz, bakıcılığını da yapalım!” dedim. Ama içimden (Senin seks öğretmenliğini de yapacağım!) diyordum. Kahvaltımızı yaptık, Emre kaçamak gözlerle bana bakıyor, ben ona baktığımda hemen kafasını çeviriyordu. Kahvaltıdan bir müddet sonra evlerine gitti. Akşam üstü yine kapısını çaldım. Ama bu sefer altımda şort yoktu, üzerimde sadece tişört vardı, o da kalçalarımı anca kapatıyordu.
“Hadi gel yemek hazır!” dedim. Ama o,
“Ben birşeyler atıştırdım, sağol öğretmenim.” dedi.
“Uzatma, hadi gel, yemek yiyeceğiz!” dedim.
“Tamam öğretmenim!” dedi, birlikte benim eve geldik. Yemeğimizi yedikten sonra, salona geçtik… Kocamın Avrupadan getirdiği viskiler geldi aklıma, Emreye,
“Hiç içki içtin mi?” dedim. Ama Emre beni duymuyor, bacaklarıma bakıyordu.

Emreye, “Sana diyorum?” dedim.
“Efendim öğretmenim?” diyerek irkildi. Tekrar,
“Hiç içki içtin mi sen?” diye sordum.
“Hayır!” dedi. Kalkıp bir viski açtım,
“İstermisin?” dedim.
“Hayır!” dedi. Ben de,
“Bak bu cesaret getirir insana!” dedim.
“Tamam, içeyim…” dedi. Birer duble doldurdum, içtik. İkinci dubleyi içerken,
“Emre kız arkadaşın var mı?” diye sordum.
“Hayır yok öğretmenim, kızlarla aram pek iyi değildir.” dedi.
“Niye?” dedim.
“Ne bileyim, utanıyorum onlarla konuşurken!” dedi.
“Niye utanıyorsun? Bak benle nasıl konuşuyorsun!” dedim.
“Bilmiyorum…” dedi.
“O gün benim arkama dayadığında hiç utanmamıştın, şimdi de bacaklarıma bakarken hiç utanmıyorsun!” dedim. Yerinden kalktı ve
“Ben gideyim artık…” dedi. Ben de hemen kalkıp,
“Nereye gidiyorsun? Beni o günden beri azdırdın, beni siktiğini düşündürüp duruyorsun, şimdi nereye gideceksin?” dedim ve dudaklarına yapıştım…

Öyle bir öpüşmeye başlamıştık ki, artık iş çığrından çıkmıştı. Elimi yarrağının üstüne attım, yarı kalkık yarrağı gitgide büyüyordu. Hemen üzerimdeki tişörtü çıkardım, göğüslerim gözlerinin önündeydi, öylece bakıyordu.
“Ne bakıyorsun, em yala onları!” dedim ve başını tutup göğüslerime yapıştırdım. Emmeye yalamaya başlamıştı. Ben zevkten ne yapacağımı şaşırmıştım, ayrılıp altımdaki külodu da çıkardım. Ona da,
“Soyun!” dedim. Üstündekileri çıkardığında yarrağı kazık gibi olmuştu, kocamın yarrağından büyüktü. Hemen yarrağına yapıştım ve ağzıma aldım. Yaladıkça daha da büyüyordu sanki. Taşaklarını falan yaladım, ağzıma tekrar aldım.

Emre de saçlarımdan tutmuş ağzıma sokup çıkarıyordu. Birden titremeye başladı. Boşalacağını anladım, ama emmeye devam ettim. Birden döllerini ağzıma fışkırtmaya başladı. Ben emdikçe o boşalıyordu. Bütün döllerini yutmuştum…  Ayakta durmakta zorlanıyordu ve koltuğa oturdu. Yarrağı elimdeydi, önünde diz çökmüş vaziyette,
“Nasıl, hoşuna gitti mi?” dedim.
“Evet!” dedi. Ben de başımı yarrağına gömdüm ve eski halini alana kadar yaladım ve kalktım, elinden tutarak yatak odasına götürdüm. Yatağa yattım, bacaklarımı iki yana açtım ve
“Hadi, yala amımı!” dedim.
Emre üzerime uzandı, önce dudaklarıma yapıştı, bir müddet öpüştükten sonra aşağılara göğüslerime geçti. Oradan amıma doğru yol aldı. Amımı yalamaya başladığında, ben artık zevkten kıvranıyordum. Zaten bir dakika sonra inleye inleye boşaldım. Emre yalamaya devam etti 5 dakika kadar. Ben artık onu içimde hissetmek istiyordum, saçlarından tutup çektim ve
“Sik beni!” diye bağırdım. Emre de beni kırmayıp yarrağını amıma yerleştirdi ve yüklendi, köküne kadar sokup beni sikmeye başladı. Ben altında zevkten dört köşe olmuş kıvranıyor, o da bana köküne kadar sokup çıkarıyordu… Ben,
“Aşkım, canım benim, sik beni kocacığım, doyur beni yarrağa, öğretmenin sana kurban olsun!” diye inliyordum.
Emre üzerimde birden kasılmaya başladı. Boşalıyordu. Amımın içine akan sıcacık döllerini hissedebiliyordum. Tabi aynı anda ben de boşaldım. Emre üzerime yığıldı. Bir müddet sonra yanıma uzandı. Bana,
“Teşekkür ederim öğretmenim!” dedi.
“Asıl ben teşekkür ederim!” dedim ve dudaklarına yapıştım. Ordan göğüslerine, ordan da yarrağını ağzıma aldım. Yarrağını kaldırdıktan sonra üzerine çıktım ve zıplamaya başladım. 5 dakika kadar zıpladıktan sonra önünde domaldım ve beni öyle de siktikten sonra, içime bütün döllerini boşalttı, yanıma uzandı, bana tekrar teşekkür etti. Ben artık zevkten yerimden kalkamıyordum, öylece uyuyup kalmışız.

Sabah uyandığımda Emre yoktu. Amıma baktım, döller akıyordu, doğruca banyoya koştum. Kapıyı açtığımda Emre duş alıyordu, hemen yanına gittim ve beraber duş aldık, tabi önce beni duşta bir posta daha siktikten sonra!
Bir hafta boyunca, okuldan çıkışta eve gelip sikişiyorduk. Ama haftasonu kocam gelmişti ve 15 gün gitmeyecekti. Emrenin ailesi de dönmüştü. Kocam beni siktikçe, ben Emreyi düşünüyor boşalıyordum. Emreyle sikişmek için fırsat kolluyordum, ama 10 gün kadar geçmiş, Emreyle bir türlü fırsatını bulup sikişememiştim.

O gün benim son dersim boştu ve gitmeye hazırlanıyordum. Koridorda Emreyle karşılaştık. Emreyle iki aşık nasıl birbirine bakıyorsa, öyle bakışıyorduk. Emre de kitaplarını almış çıkıyordu.
“Nereye Emre?” dedim. Son derslerinin boş olduğunu söyledi. Ders zili çalmış herkes sınıflara girmişti, koridorda sadece ikimiz vardık. Emrenin elinden tutup çektim. Emre şaşırmış,
“Öğretmenim okuldayız, napıyorsunuz?” falan diyordu.
“Sus yürü!” dedim ve harita odasına girdik. Hemen arkadan kapıyı kilitledim ve “Seni çok özledim aşkım!” diyerek dudaklarına yapıştım.

Emreyle sanki senelerdir görüşmüyor gibi öpüşüyorduk. Bir yandan da gömleğinin düğmelerini çözüyordum. Atletini yukarı sıyırıp göğüslerini öpmeye, yalamaya başladım. Ordan aşağılara indim, kemerini çözdüm, pantolonunu indirirken içimi bir heyecan, bir mutluluk kaplamıştı. Çünkü 10 gündür kocam siktiği halde, beni bu yarrak sikiyormuş gibi hissediyordum. Ama beni şimdi gerçekten sikecekti…

Baksırını da indirdiğimde, işte genç sikicimin yarrağı karşımdaydı. Hemen ağzıma aldım ve yalamaya başladım. Emre de saçlarımdan tutmuş, ağzımın içinde gidip geliyordu. Zamanımız kısıtlı olduğu için hemen doğruldum ve Emrenin dudaklarına yapıştım. Emre de gömleğimin düğmelerini çözdü, sütyenimi çıkardı ve göğüslerimi yalamaya başladı. Ben zevkten dört köşe olmuştum ama inleyemediğimden dudaklarımı ısırıyordum. Bu arada Emre altımdaki kumaş pantolonun kemerini çözdü, fermuarımı indirdi, pantolonumla beraber külodumu da dizlerime kadar sıyırıp, masanın üzerine beni domalttı ve arkamda diz çöküp, zaten sırılsıklam olan amımı yalamaya başladı. Ben de zevkten ne yapacağımı şaşırmıştım. Ben zevk denizinde yüzerken, işte o an gelmişti, yarrağını amımda hissetmiştim. Emreye sadece,
“Sik beni!” dedim…
Ama Emrenin acelesi yok gibi, yarrağını amımın dudaklarında gezdiriyor, beni daha çok çıldırtıyordu.
“Hadi sok!” diye bağırdım ve Emre yarrağını amıma sokmaya başladı.

Köküne kadar sokunca, taşaklarını amımın dudaklarında hissetmiştim ve benim ağzımdan bir, “Oohhhhhh!” çıkmıştı. Emre içimde gidip geldikçe çıldıracak gibi oluyordum, tırnaklarımı masaya geçirmeye çalışıyordum. Bir müddet sonra Emre yarrağını amımdan çıkardı.
“Ne oldu?” diye döndüğümde, bana,
“Sırt üstü yat öğretmenim!” dedi, ben de yattım.

Bacaklarımı omzuna alıp amıma kökledi. Pantolonum ve külodum halen dizlerime kadar inikti. Yarrağı ateş gibi içimi dağlıyordu sanki. Emre şak şak sesleriyle beni sikerken, ben kaçıncıya boşalıyordum bilmiyorum. Ama artık o da gelmek üzereydi ve sarsılmalarla amıma döllerini boşaltmaya başlamıştı. O içime boşaldıkça, ben sanki göklerde uçuyordum. Ve ikimiz de bitmiştik. Amımdan çıkıp yanıma dikildi. Ona,
“Seni seviyorum aşkım!” diyerek dudaklarına yapıştım.
Tam o sırada zil çaldı, hemen aceleyle toparlanıp, ayrı ayrı harita odasından çıkıp öğrenci kalabalığına karıştık…

Otobüse binip eve doğru giderken arkama biri dayandı, dönüp baktığımda Emreydi. Gülümseyerek yola devam ettik. Otobüsten indikten sonra eve kadar beraber yürüdük. Asansöre bindiğimizde,
“Öğretmenim sütyeniniz bende kalmış!” dedi ve çantasından çıkardı.
İkimiz de gülümsedik ve tekrar dudaklarımız birleşti. Asansör durmuş, biz hala öpüşüyorduk. Bunun farkına vardığımızda başka bir kattan asansörü çağırdılar. Hemen durdurma düğmesine bastık ve asansörden indik. Vedalaşıp eve girdiğimde kocam yoktu. Hemen banyoya girdim ve duşumu aldım.
Kocam geldiğinde bana müjdeyi verdi, yola gidiyordu ve en az 20 gün yoktu. Tabi üzülmüş gibi yaptım, ama bu benim için bir müjdeydi. Artık ikinci kocam, öğrencim Emreyle 20 gün rahat rahat sikişecektim…


Öyle de oldu. Ama sırf 20 gün değil, kocam her gittiğinde gelip beni sikip gidiyordu. Emre de iyice sikişmeye alışmıştı, okulun bütün kaşar kızlarını sikiyor ve akşam gelip bir de beni sikiyordu. Şimdi üniversitede okuyor, ama her geldiğinde beni sikmeyi ihmal etmiyor :))
[Devamını Oku...]


Oğluma Sikişmeyi Öğrettim



   Merhaba sex hikayesi sevenler. Kocamla boşanalı 6 yıl oldu. 17 yaşındaki oğlumla beraber yaşıyorum. Küçük yaşta evlendirilmiş amca çocuklarıydık kocamla… Ben daha kadınlığın, evliliğin ne olduğunu anlayamadan başka bir kadına kapılıp gitti. Bir daha da yüzünü görmedik, sadece bize bir arkadaşı ile kimseye muhtaç olmayacağımız bir para yollar..
        Oğlumla çok iyi anlaşırız. Birbirimizin arkadaşı, desteği, can yoldaşı olduk. Aynı şeylerden hoşlanır, her şeyi birlikte yapar ve ...
her yere birlikte gideriz. Aramızda sır, kaç göç yoktur. Her şeyi sakınmadan, çekinmeden konuşuruz. Ergenlik dönemini atlatabilmesi için, yanlış şeylere kapılmaması için cinsel eğitimini de ben verdim, merak ettiği her şeyi anlattım, her sorduğuna açıklıkla cevap verdim.
        Birbirimizin yanında çekinmeden soyunur, giyinir, evin içinde hele sıcak havalarda iç çamaşırlarımızla dolaşırız. Küçüklüğünden beri canı sıkıldığında korktuğunda gelir benim yanımda yatar, uyur. Yani birbirimizden hiç çekinmeyiz.

        O yaz hava çok sıcaktı. Sık sık duşa girip çıkıyorduk, üstümüzdeki fazlalıkları atmış, öyle dolanıyorduk evin içinde… Televizyonda yeni vizyona giren bir filme dalmıştık Film bitti, ben kalkıp mutfaktan buzdolabından dondurma almaya gittim. Bu sırada seksi bir film başlamış, nefis bir kadın striptiz yapıyordu ben içeriye girdiğimde…
        Tolga öylesine dalmıştı ki kadına, ağzı açık, içine düşecek kadar ilgiyle, eli apış arasında izliyordu filmi… Salonun girişinde şaşkınlıkla onu izledim ben de…   Oğlumu o ana kadar hiç böyle istekli, kadınlara ilgi duyan bir erkek olarak görmemiştim. Ben de oğlumu ağzım açık seyrediyordum. Beni fark ettiğinde çok utandı, hemen kanalı değiştirmeye çalıştı. Onun bu suçüstü yakalanmış, utangaç tavırları hoşuma gitmişti. Gülerek, 
        “Oğlum neden değiştirdin? Beğendiysen seyredebilirsin. Artık yetişkin bir erkeksin sen…” dedim ve elinden kumandayı alıp tekrar eski kanala döndüm.
        Şimdi kadın erotik danslar yaparak soyunuyordu. Tolga yan yatmış, uzandığı yerde benim getirdiğim dondurmayı kaşıklarken, bir yandan da benimle beraber filmi izlemeye devam ediyordu.  Öyle etkilenmişti ki önündeki kabarıklık bir anda büyüdü gözlerimin önünde. Altında slip külot vardı, taş gibi olan erkekliğinin başı bir anda küloduna sığmadı, dışarı çıkıverdi. Öyle utandı ki, benim daha fazla görmemem için hemen sıçrayarak yüz üstü yere uzandı.
        Tolga’nın bu beklenmedik  hareketi öylesine sevimli ve komikti ki kendimi tutamadım, gülmeye başladım. Tolga ise mosmor oldu, ne yapacağını bilemeden utançla ekrana bakıyordu. Ben de daha fazla utanmaması için kendimi zorlayarak gülmeme engel olmaya çalıştım. Filmi izlemeye devam ettik. Ekrandaki kadın  bacağını havaya bir kaldırdı, amı olduğu gibi göründü. Çok, aşırı kıllı bir kadınlığı vardı kadının… Dayanamadım,
        “Iyy… İğrenç” dedim. Gözünü kadının kıllı organından ayırmadan,
        “Neden anne?” dedi.

        “Bakımlı bir kadında bu kadar uzun kıllar olmaz” dedim. “Hem vücudu da çok orantısız. Üstelik iyi dans da edemiyor..” Benim bu ifade şeklim de onun çok hoşuna gitmişti herhalde…
        “Sanki sen daha iyisini yaparsın da…” dedi gülerek.

         Bak sen şu yaramaza… Canım oğlum beni sünepe bir ev kadını olarak görüyordu. Bir kadının çıplak dansını ilgiyle izleyen oğluma baktım, bir de filmdeki kadının dans diye yaptığı saçma hareketlere…
        Dayanamadım, balkon tarafındaki kalın perdeleri de kapadım, yatak odasına gittim..  Üzerimdeki etek bluzu, çamaşırlarımı çıkardım. Çekmeceden beyaz dantel G-string külot sütyen takımı giydim.Yatağımın baş ucunda süs olarak duvarda duran uzun beyaz tülü tüm vücuduma sardım. Salona gittiğimde Tolga hala bıraktığım yerde filmi izliyordu. Televizyonun önüne geçip kapattım. Gözlerini hayretle açmış, bana bakıyordu.
        “Bak bakalım beyefendi, dans nasıl olurmuş seyret te gör…” dedim gülerek… “Ama aramızda bir sır olacak kabul mu?” diye de sordum. 
        “Tamam annem” dedi. Ben salondan dışarıya çıktım, kendimi göstermeden Tolga’ya seslendim,
        “Şu slow dans müzik cd sini tak ve sesi biraz aç…”
        Dediklerimi yaptı. Nefis bir slow müzik yayıldı odaya.. Tüllere sarılmış, dans ederek girdim içeriye… Kıvrılarak, bükülerek, tüm seksiliğimi kullanarak bildiğim figürleri sergilemeye başladım. Dönerken girişteki duvarda boy aynasında kendimi görebiliyordum. Emindim ki, az önce striptiz dansı yapan kadından daha iyi dans ediyordum ve şeffaf tüllerin içerisinde ondan daha seksiydim.
        Gözüm Tolga’ya ilişti. Önündeki kalınlık daha da artmıştı. Zaptetmekte zorlanıyordu çocukcağız… Dudakları yarı aralık, nefes almadan, gözünü kırpmadan beni izliyordu. Gülümsedim, dans etmeyi kesmeden seslendim,
        “Tolga, külodunu çıkar, yoksa seninki kırılacak” dedim.
        Beni ikiletmeden hemen dediğimi yaptı. Yaşına göre çok çok büyük olan ve şimdi benim erotik dansımın etkisiyle iyice sertleşmiş, kazık gibi olmuş siki yayından boşalmış ok gibi fırladı. Öyle şahane bir görüntüsü vardı ki… Dayanamadım, dans etmeyi bırakıp bir an uzandığı yerde antik çağ heykeli gibi görünen yakışıklı oğluma baktım,
        “Yarabbim bu ne güzel bir erkeklik..” diyebildim.  ”Nefis.. Boyu harika, ama biraz fazla kalın..” dedim ve gülmeye, kendimi toplamaya çalıştım.
        Sonra  şaşkın şaşkın ona bakarak dans etmeye devam ettim. Şimdiye kadar iç çamaşırlarıyla çok görmüştüm onu… Birkaç yıl öncesine kadar çıplak banyo yaptırıyordum, ergenlik döneminden bu yana kendisi yıkanıyordu. Ama banyoda sırtını çok keselemiştim. Sporla uğraştığından atletik, kaslı, erkeksi vücudunu çok iyi biliyordum, en ince detayına kadar… Ama hiç böyle kobra gibi bir erkeklik organı bacaklarının arasında havaya dikilmiş, bana şaşkın ve istekle bakarken görmemiştim. Ne zaman böyle koca yaraklı bir erkek olmuştu benim minik oğlum?
        İçim bir hoş olmuştu. Kendimi zorlayarak dans etmeye devam ettim yavaş yavaş… Şimdi hareketlerim daha da erotikleşmişti. Tolga da bir acaip görünüyordu. O da benden etkilenmiş gibiydi. Sanırım dayanamıyordu, erkekliğinin damarlarını görebiliyordum. Elini erkekliğine götürdü, sıvazladı… Kısık bir sesle bana seslendi
        “Anne… Dans etmesen de bana o kadın gibi striptiz yapsan…” Şaşırdım bu isteğine,
        “Neden Tolga?”
        “Şey…” Eliyle kazık kesilmiş penisini işaret etti, “Kazık gibi sertleşti anne… Çok acımaya başladı… Lütfen… Sana bakarak rahatlamak, mastürbasyon yapmak istiyorum…”
         “Aaa… Olur mu hiç öyle şey Tolga? Annene bakıp mastürbasyon mu yapacaksın? ”
        “Ne olur sanki… Hadi kırma beni… Lütfen… Sanki seni hiç çıplak görmedim şimdiye kadar… Değişen bir şey yok ki… Tek yapman gereken üstündekileri dans ederken çıkarıvermek…”

        Gözlerine baktım. O çocuksu bakışları yoktu şu anda, bir erkeğin beni arzulayan, isteyen, sikici bakış ifadesi gelip yerleşmişti. Tüylerim ürperdi. İçimdeki kadın kıpırdandı. Zaten erkekliğinin nasıl kalktığını gördüğüm andan beri ayaktaydı arzularım… Yapmamalıydım ama nasıl olduğunu anlayamadan bir anda ağzımdan
        “Tamam, peki canım…” sözü çıktı. Sanki konuşan onun 17 yıllık annesi değil, bir kadındı, bir başkasıydı… “Ama ben sadece soyunucam. Sen de sadece beni izleyeceksin. Oturduğun yerde kendine ne yaparsan yap… Sonra da bugünü, bu dansı, olanları unutacağız, tamam mı?” dedim. Sevinçle, gözleri parlayarak, 
        “Okey annecim…” dedi,  altına büyük minderi alarak yere oturdu.
        Dansa devam ederek tam önüne geldim. Üzerimdeki çıplaklığımı örten şeffaf tülü yavaş hareketlerle, müziğin ritmine uyarak bir yılan gibi kıvrıla kıvrıla aşağıya indirmeye başladım. Eli sertleşmiş sikini sıvazlayarak, gözünü kırpmadan izliyordu beni…
        İstek dolu gözlerinin önünde yavaş yavaş çıplak bedenim meydana çıktı. Sonunda uzun tül ayaklarımın dibine yığılıp kaldı, ben de hareket etmeyi keserek gözlerine baktım. Ayak tırnaklarımdan tepeme saçlarıma kadar tüm vücudumu şöyle bir dolaştıktan sonra kesik bir sesle,
         “Anne sen harikasın, tarif edemem…” dedi  “Sana şimdiye kadar hiç bu gözle bakmamıştım. Öyle güzelsin ki… Anlatamam…”
        “Sen de her kadının aklını başından alacak kadar yakışıklı ve etkileyicisin.. Hele erkekliğin beni çok etkiledi…” diye yanıtladım.
        Yerde, minderin üstünde oturan çırılçıplak oğlumun önünde, üzerimde sadece kırmızı renkte G-String şeklinde incecik bir külot, ve onun takımı askısız bir sütyenle yarı çıplak ayakta duruyordum. Külodun ip şeklindeki ağı, am dudaklarımın arasına girmiş, klitorisime sürtüyor, havayı bozmamak için tutup düzeltmekten çekiniyordum.  1.75 olan boyum dans için giydiğim ayaklarımdaki yüksek topuklu ayakkabılarla daha da uzamış görünüyordu.
        “Gerçekten, dediğin gibi filmdeki kadına taş çıkartırsın annecim… Kızıl saçlı, muhteşem bir afet duruyor karşımda…” dedi neden sonra… Durdu, çekinerek, “Anne nolur, çıkarsana üstündekileri…” diye yalvardı bana… Erkekliğinin damarları mor mor görünüyordu, başı da mosmor kesilmişti.
        “Ne o? Dayanamadın mı bakiim?” diye şakaya vurmaya çalışarak sordum. “Hani sadece dans edecektim? Şimdiyse soyunmamı istiyorsun, yaramaz şey…”

         ”Lütfen, kırma beni… Bu kadar yaptın, sonuna getir bari…”
       Yerde, minderin üzerinde oturuyordu, sırtını koltuğa dayamıştı. Bacaklarının arasındaki penis mızrak gibi havaya dikilmiş, şahane görünüyordu. Bir anda kararımı verip yanına diz çöktüm ben de… Soyunmaktan fazlasını yapacaktım.
        Tolga’nın güzel sikini elime aldım, okşadım. Ateş gibi yanıyordu. Tolga sadece soyunmamı beklerken, benim birden bire çöküp kendini ellemem karşısında aptallaşıp kalmıştı. Sikini kavrayan ellerimin sıcaklığını, zevk verici temasını hissedince kıvrandı,
        “Ohhh… Annecim… Ne yapıyorsun?”
        “Sus canım… Kendini bana bırak…”
        Dilimi çıkarıp avucumu yaladım, tükürükleyip ıslattım, kayganlaşan avucumun içinde sikini sıvazlamaya başladım. Tolga dudaklarını ısırarak bir inilti kopardı. Elini uzatıp kalçalarımı okşamaya başladı ama izin vermedim. Kalçamdaki elini çekip kenara bıraktım. 
        Kalktım, içeri gidip krem alıp geldim. Ellerimi güzelce kremleyip sikini sıvazlamaya başladım. Gözleri sikini okşayan ellerimde, yarı çıplak vücudumda dolaşıp duruyordu. Canım oğluma kendi ellerimle mastürbasyon yaptırıyordum. Fazla dayanamadı, bir anda kasılan sikinden fışkırmaya başlayan spermleri bir anda suratıma, dudaklarıma yağmaya başladı. 
        “Ahhh… Çok güzel… Harikasın annem… Ohhhh…” diye inliyordu. Ara vermeden okşamaya devam ettim. Son salvolar boynuma, göğüslerime geldi. Öyle çok boşaldı ki, şaşırmış vaziyette çıplak tenimdeki döl damlalarına bakıp kalmıştım. Ellerime bulaşan oğlumun menilerini ağzıma götürüp yaladım, temizledim. Güzel siki boşalmasına rağmen dimdik duruyordu yine… Ayağa kalktım,
         “Kalk ve beni soy…” dedim.
        Bu lafımı duyunca şok geçirmiş gibi yüzüme baktı. O an karşısındaki annesi değildi sanki karısı ya da çok arzuladığı bir kadındı.. Kalktı, arkama geçti, saçlarımı kaldırıp sütyenimin kancasını açtı, serbest kalan memelerim yay gibi fırladı. Sonra beni döndürüp kocaman biçimli fındık gibi başları ve dimdik memelerime hayran hayran baktı, ellerini uzatıp memelerime dokundu. Arzuyla dikleşen memelerimi titreyen parmaklarıyla okşadı. Hayran hayran bakıyordu onlara… Sonra eğilip memelerimi diliyle yalamaya, ağzına alıp emmeye başladı. Acemi oğlan ara sıra uçlarını dişliyor, ben de acıyla sıçrıyordum. 
          Dakikalarca memelerimi, göbeğime kadar olan bölgeyi öptü, emdi… Göğüslerim emilmekten kıpkırmızı olmuştu.. Aşağıya indi, öpe öpe küloduma kadar indi. Uzun süre memelerimin yalanıp öpülmesiyle kadınlığım içimden çağlayan zevk suları içinde kalmıştı. Islak amımın dudakları arasına sıkışan külodumun ağ kısmını dişleriyle ısırarak amımın dudaklarından kurtardı. Külodun bel kısmından tutarak yavaşça aşağı indirdi. Sanki erotik bir rüyayı yaşıyor gibiydim. Üstümde sadece topuklu ayakkabılar kalmıştı. Çırılçıplaktım karşısında…

        “Yere uzan” dedim. Uzandı. Başını bacaklarımın arasına alarak diz çöktüm,
        “Bana amımı anlatsana bir erkek olarak…” dedim. “Nasıl görünüyor? Güzel mi?” Biraz alçaldığımda burnu değiyordu kabarmış am dudaklarıma…
        “Küçük iki pembe gül dudaklı, yapma bebek gibi pürüzsüz ve yumuşak.. Dudakların arasındaki bu sert şey ne anne?” dedi merakla…
        “İşte meşhur klitoris o.. Kadının dayanamadığı tek nokta…” dedim.
        Daha fazla dayanamadı, dudaklarını yapıştırdı o merak ettiği sert noktama, klitorisime… Çılgınca emmeye, diliyle yalamaya başladı.. Yıllardır bir erkek eli, gözü değmemişti vücuduma… Ve bugün amım yalanıyordu kıyasıya… Müthiş bir zevk başımı döndürüyordu. Dizlerim titriyordu. Kısık bir sesle acemi erkeğimi yönlendiriyordum.

        İkimiz de dayanamadık. Az önce getirdiğim kremle sikini güzelce yağladım. Yattığı yerde havaya dikilmiş güzel sikin üstüne ata biner gibi  oturmaya başladım. Sikinin kocaman başı benim o pembe dudakların arasına girdi yavaş yavaş… Yıllardır seks yapmadığım için amım çok dardı. Krem sayesinde zorla giriyordu… Dudaklarını ısıra ısıra, zevk sularından sikimin ıslanıp kayganlaşmasını bekleye bekleye, santim santim aşağı yukarı yaparak,  derken dibine kadar sokup oturdum.
http://pics-and-gif.tumblr.com/
        Bacaklarımın arası tamamen dolmuştu. Tolga ellerini uzatıp memelerimi mıncıklıyordu. Ben de onun kaslı erkek vücudunu okşuyordum sürekli… Kabaran klitorisim oğlumun kasıklarında eziliyor, memelerim mıncıklanıyordu.
        İçimden zevk sularının boşaldığını hissettim. Bir iki aşağı yukarı yapınca içimin kayganlaştığını, duvarlarım zorlansa da biraz daha rahat hareket edebildiğimi gördüm. Sonra da oturup kalkmaya başladım. Tempolu bir şekilde yavaş yavaş çöküp doğruluyor, dibime kadar girmesini sağlıyor, sonra yukarıya başı dışarıya çıkana kadar yükseliyordum. Bir an siki kapıma dayanmış duruyor, sonra bir anda dibime kadar gömüyordum içime…

        Artık dayanacak halimiz kalmamıştı ikimizin de… Benim minik oğlum sikici bir erkek olmuştu. Kazık gibi sikiyle içimi tamamen doldurmuş, ben üstünde hareket ettikçe o da kalçalarını indirip kaldırarak bana eşlik ediyordu. İkimiz de kasılmaya, çığlıklar atmaya başladık.
        Duramıyorduk artık… Dünya yıkılsa ikimizin de duracak hali kalmamıştı. Ben nefes nefese kalıp Tolga’nın üstüne yığıldığımda o hala koca sikini alttan pompalayıp duruyor, taşaklarındaki son menileri de içime akıtıyordu.  Sonunda sakinleştik, birbirimize sarılıp o vaziyette kaldık.
        Kendimize geldiğimizde oğlumun kazık gibi siki hala benim daracık amcığımın içinde duruyordu. Yılların verdiği açlık yüzünden daha doymamıştım. Yana yuvarlanıp Tolga’yı üstüme çektim. Bacaklarımı aralayıp erkeğimi zevk odama davet ettim. O da beni kırmadı. İki kez boşalmasına rağmen taş gibi duran erkekliğini, döllerinden kayganlaşmış amıma daldırdı. Gidip gelmeye, pompalamaya başladı.

        Bu defa uzun sürdü boşalmamız… Sona yaklaştığında öyle çılgınca bir zevk duyuyordum ki, kendimi kaybedip gözümden sakındığım oğlumun sırtına tırnaklarımı geçiriverdim. O da sırtındaki tırnaklarımın acısıyla, amımdan aldığı zevkle acı acı inleyerek orgazm olmaya başladı. Bir kez daha kendimizden geçtik. 

        O akşam yatakta beraber, birbirimize sarılarak, çırılçıplak vaziyette uyuduk. Oğluma verdiğim sadece bir gecelik fantezi sözünü unutmuştum bile… Ertesi gün uyandığımızda bizi yepyeni bir yaşam bekliyordu. Oğluma seks konusunda öğreteceğim çok şey vardı. O evlenene kadar onu tam bir erkek yapacaktım. Oğlunu hayata hazırlamaya çalışan yalnız bir anne olarak bu benim görevimdi.
[Devamını Oku...]


DÖVMELİ ADAMLAR KIZI ARALARINA ALDILAR



[Devamını Oku...]


SARIŞIN ÇITIR ÇOK FELAKET



[Devamını Oku...]


LİSELİ GENÇLER ÇOK ATEŞLİ



[Devamını Oku...]


DÖVMELİ KIZ ÇIĞLIK ÇIĞLIĞA



[Devamını Oku...]


KADINLARI DİZİPTE SİKİYOR



[Devamını Oku...]


ANLAŞILAN CANI ÇOK ACIYOR



[Devamını Oku...]


 
YUKARI ÇIK Copyright © 2016 | porno izle Blogger Temaları: hd porno izle | Türkçeleştirme: hd porno izle